Türkiye’de artan kira sorunları ve tahliye süreçlerinin uzaması, bu kez ev sahiplerini mağdur etmeye başladı. Kendi evine giremeyen, tahliye kararları sonuçsuz kalan çok sayıda ev sahibi, barınma kriziyle karşı karşıya olduğunu söylüyor.
Ev Sahiplerinin Yeni Gerçeği: Kendi Evine Giremeyen Mülk Sahipleri
Kira artışları, barınma sorunları ve konut yetersizliği uzun süredir kiracıların gündemindeydi. Ancak son dönemde ev sahipleri de ciddi mağduriyetler yaşamaya başladı. Kimi ev sahibi, yıllardır kira ödemeyen kiracıyı çıkaramıyor; kimi ise kendi yaşamak zorunda olduğu evi için mahkemelik durumda. Bu durum, barınma krizinin artık sadece kiracılarla sınırlı olmadığını gösteriyor.
Kendi Evine Giremeyen Mülk Sahipleri Ne Yaşıyor?
Ev sahipleri, özellikle tahliye süreçlerinin uzaması ve yasal yolların yetersiz kalması nedeniyle mağduriyet yaşıyor. Bu süreçte en sık karşılaşılan durumlar arasında:
Birçok ev sahibi, kiracısını çıkaramadığı için ya başka bir ev kiralamak zorunda kalıyor ya da aile yanında geçici çözümler arıyor.
İstanbul ve Ankara’da Kriz Daha Derin
Büyükşehirlerde barınma krizi daha çarpıcı boyutlara ulaşmış durumda. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi illerde tahliye davalarının yoğunluğu nedeniyle mahkemeler aylara, hatta yıllara yayılan süreçler yaşıyor. Bazı dosyalarda karar alınsa bile uygulama aşaması gecikiyor.
“Evde Kiracı Var, Ben Kiradayım!”
Son zamanlarda gündeme gelen en dikkat çekici örneklerden biri, ev sahibinin kendi evinde oturamayıp başka bir evde yüksek kira ödemesi. Birçok vatandaş bu durumu sosyal medyada dile getirerek isyan ediyor. Ev sahipleri, “Kendi evimde oturamıyorum, kiracım 3 bin TL ödüyor; ben başka yerde 15 bin TL kira veriyorum” sözleriyle mağduriyetlerini anlatıyor.
Yasalar Yetersiz mi Kalıyor?
Kira hukuku konusunda uzmanlar, mevcut mevzuatın hem kiracıyı hem de ev sahibini koruyacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle:
Kiracı-Ev Sahibi İlişkisi Gerginleşiyor
Toplum genelinde giderek yaygınlaşan bu sorun, kiracı ve ev sahibi arasındaki güven ilişkisini de sarsmış durumda. Birçok ev sahibi, yeni kiracıya ev vermekten çekinirken; mevcut kiracılar da tahliye baskısıyla huzursuzluk yaşıyor. Bu ortamda sağlıklı bir kira ilişkisi kurmak her iki taraf için de zorlaşıyor.
Barınma Krizi Genişliyor
Barınma krizinin kapsamı artık sadece dar gelirli kiracılarla sınırlı değil. Ev sahibi olan ancak evine giremeyen vatandaşlar da bu krizin mağduru. Mevcut sistemin hem mülk hakkını koruyamaması hem de sosyal adaleti sağlamada yetersiz kalması, daha büyük bir toplumsal sorun haline geliyor.
Yeni Düzenlemeler Gündemde mi?
Adalet Bakanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ortaklaşa yürüttüğü yeni konut politikalarının, hem kiracıyı hem de ev sahibini koruyacak yapıda olması bekleniyor. Kiralık ev piyasasının düzenlenmesi, tahliye sürecinin sadeleştirilmesi ve hızlı çözüm mekanizmalarının geliştirilmesi öncelikli başlıklar arasında yer alıyor.
Ev sahiplerinin yaşadığı bu yeni tür mağduriyet, konut politikalarında kapsamlı ve dengeli bir yaklaşıma duyulan ihtiyacı bir kez daha gözler önüne seriyor.
4o
Türkiye genelinde müstakil konut ruhsatlarında ciddi bir gerileme yaşandı. TÜİK verilerine göre 2025’in ilk çeyreğinde…
Emlak Konut güvencesiyle hayata geçirilen Özak GYO imzalı Hayat Flora projesi, yatırımcılara lansmana özel ilk…
XL Architecture+Engineering, çalışma kültüründe yaşanan dönüşümleri merkeze alarak ofis tasarımlarını yeniden tanımlıyor. Yeni nesil ofis…
TÜİK’in Nisan ayı verilerine göre Trakya genelinde toplam 3.985 konut satışı gerçekleşti. Bölgenin en çok…
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı güncel verilere göre, Türkiye’de konut sahipliği oranı yüzde 56,1’e gerileyerek son…
Tarihi Pers İmparatorluğu’na kadar uzanan postalama sistemi, bilgi ve belge taşımanın en eski ve en…