Türkiye’de ekonomik zorluklar karşısında sıkça gündeme gelen konkordato, artık yalnızca borçtan korunma değil; şirketlerin kriz dönemlerinde yeniden yapılanma ve sürdürülebilirlik sağlaması adına kullanılan stratejik bir araç haline geliyor.
Konkordato Nedir, Ne Değildir?
Konkordato; ödeme güçlüğü çeken, ancak borçlarını belirli bir plan dahilinde ödemek isteyen şirketlerin iflastan korunmak için mahkemeye başvurarak talep ettikleri yasal bir mali yeniden yapılandırma sürecidir. Ancak son yıllarda bu mekanizma, yalnızca borçlardan korunma yöntemi olmanın ötesine geçti.
Türk Ticaret Kanunu ve İcra İflas Kanunu çerçevesinde düzenlenen konkordato, doğru planlandığında şirketlerin piyasadaki pozisyonunu yeniden güçlendirmesine yardımcı olabiliyor. Bu yönüyle de özellikle kurumsal firmalar için bir yeniden yapılanma ve rekabet avantajı kazanma fırsatı haline geldi.
Artık Sadece Küçük Esnafın Kurtuluş Aracı Değil
Eskiden konkordato, yalnızca mali sıkıntı yaşayan küçük ve orta ölçekli işletmelerin geçici bir nefes alma yöntemi olarak görülüyordu. Ancak günümüzde büyük ölçekli şirketler, hatta halka açık firmalar bile konkordato başvurusunda bulunuyor.
Bunun temel nedenlerinden bazıları şunlardır:
- Küresel krizler nedeniyle azalan nakit akışı
- Tedarik zincirinde yaşanan aksamalar
- Yüksek borçlanma maliyetleri ve faiz baskısı
- Kur dalgalanmaları nedeniyle öngörülemeyen zararlar
Bu durum karşısında konkordato, yasal koruma kalkanı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda şirketin kaynaklarını yeniden organize etmesine olanak tanıyor.
Stratejik Bir Yönetim Aracı Olarak Konkordato
Konkordato süreci doğru yönetildiğinde, şirket için sadece geçici bir çözüm değil; uzun vadeli stratejik kararların uygulanabileceği bir zemin de sunar. Bu kapsamda şirket yöneticilerinin ve mali danışmanların birlikte hareket ederek, süreci etkin planlamaları gerekir.
Stratejik avantajları şunlardır:
- Faaliyet dışı alanlardaki harcamaların tasfiyesi
- Karlılığı düşük iş modellerinden çıkış
- Operasyonel verimliliğin artırılması
- Tedarikçi ilişkilerinin yeniden yapılandırılması
- Varlık satışları yoluyla sermaye artırımı
Bu süreci iyi yöneten firmalar, konkordato sonrası daha güçlü ve rekabetçi bir yapı ile faaliyetlerine devam edebilir.
Mahkeme Onaylı Güvence Mekanizması
Konkordato ilan edildiğinde, şirket lehine mahkeme tarafından belirli süreli bir koruma kararı verilir. Bu süre zarfında alacaklılar icra takibi başlatamaz, teminat alacaklarını tahsil edemez. Ayrıca mahkeme tarafından atanan komiser, şirketin faaliyetlerini gözetim altında sürdürmesini sağlar.
Bu sayede firma hem operasyonlarına devam eder hem de finansal dengesini yeniden kurmak için zaman kazanır. Sürecin sonunda mahkeme, kabul edilen konkordato projesini onaylarsa, firma bu plana sadık kalarak borçlarını yeniden yapılandırılmış takvime göre ödemeye başlar.
İtibar Kaybı Yerine İletişim Stratejisi Öne Çıkıyor
Geçmişte konkordato ilan eden firmalar, piyasalarda olumsuz algı ile karşılaşabiliyordu. Ancak günümüzde şirketler, bu süreci şeffaf bir iletişim stratejisiyle yöneterek itibarlarını koruyabiliyor hatta artırabiliyor.
Bunun için:
- Basın bültenleriyle kamuoyuna süreç hakkında bilgi verilmesi
- Tedarikçilerle doğrudan iletişim kurulması
- Müşterilere süreç boyunca hizmetlerin aksatılmayacağı garantisinin sunulması
- Şirket içi çalışanlara motivasyon ve güven odaklı açıklamalar yapılması
gibi adımlar önem taşıyor.
Özellikle kurumsal firmalar, konkordato sürecini sadece bir finansal çözüm değil, aynı zamanda yeni bir marka algısı oluşturma fırsatı olarak da değerlendiriyor.
Şirketler İçin Uyarılar ve Tavsiyeler
Konkordato başvurusu öncesinde şirketlerin dikkat etmesi gereken bazı kritik noktalar bulunuyor. Sürecin yanlış yönetilmesi halinde hem yasal hem de ticari riskler artabiliyor.
Dikkat edilmesi gereken unsurlar:
- Mali tabloların şeffaf ve doğru hazırlanması
- Gerçekçi ödeme planlarının oluşturulması
- Uzman bir hukuk ve finans danışmanlığı alınması
- İş gücünün süreç boyunca motivasyonunun korunması
- Kamuoyuna yapılacak açıklamalarda dilin dikkatle seçilmesi
Ayrıca konkordato sonrası dönem için sürdürülebilir bir iş modeli geliştirilmeli ve tekrar benzer risklerle karşılaşmamak adına yapısal reformlar yapılmalıdır.
Örnek Vakalar ve Başarı Hikâyeleri
Türkiye’de son yıllarda konkordato ilan edip, bu süreci başarıyla tamamlayan firmaların sayısı giderek artıyor. Bu firmalar, kısa süreli darboğazları doğru stratejilerle aşıp, piyasa içindeki konumlarını pekiştirmiştir. Özellikle üretim ve perakende sektöründeki bazı şirketler, borçlarını yapılandırdıktan sonra yeniden büyüme trendine girmeyi başarmıştır.
Uluslararası örneklerde ise bazı büyük markalar, konkordato benzeri süreçleri kullanarak iflastan dönüş hikâyeleri yaratmış ve uzun vadede global pazarlarda başarı elde etmiştir. Bu örnekler, konkordatonun yalnızca bir çıkış kapısı değil, aynı zamanda yeniden yükselme platformu olabileceğini gösteriyor.